Şarkı Sözlerindeki Doktora Strikes Back

Beyaz giyme toz olur
Siyah giyme söz olur
Gel beraber gezelim
Muradımız tez olur


Cheers.


30 Ocak İzmir

Bir okul var, o okulda...

Okul için okulun öğrencisi olarak yapmakta olduğunuz Tübitak projesinin bursunu alabilmek için okulun bir biriminden öğrenci belgesi alıp, öğrenci belgesine "aslı gibidir" yaptırıp, başka bir birimde imzalatıp, sonra o belgeyi, diğer bir belgeyle birlikte okulun daha başka bir birimine teslim etmeniz gerekiyor.

(Üstteki cümledeki bütün "okul"lar aynı okuldan bahsetmektedir.)

Cheers.

26 Ocak İzmir

Yakın Tarih: Alternatif Diyaloglar


-Olm Eduardo baksana bi
-N'oldu Mark ne var?
-Bizim siteye reklam alsak diyorum, üç beş para kazanırız
-Ne gerek var ya, salla takılıyoruz güzel güzel. O kadar da güzel olmadı bence site.
-Valla mı diyosun? İyi o zaman ya kaldırıyorum yarın sabah, benim de içime sinmemişti. Boşu boşuna da üç ödevi boş geçtim, hem haftaya midterm var stokastikten..

O gece Mark yarım saat kadar komik kedi resimlerine baktı, maillerini son bir kez kontrol ettikten sonra kitabını eline aldı ve yatağa girdi. Eduardo uyuduğunda ise saat gece yarısını geçeli yarım saat kadar oluyordu.

Sonraki 10 yıl boyunca insanlığın yaratıcılığında büyük bir patlama yaşandı. İş gücü ve verimlilik öngörülmeyen seviyelere çıktı. Türkiye'de kitap okuma oranları cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyelerine ulaştı. İnsanlar film tab ettirmeye, fotoğraf albümlerine yeni fotoğraflar eklemeye devam etti. Fotoğrafların çoğunun arkasında zor okunan el yazılarıyla tarih ve çekildiği yer yazılıydı.

Cheers.

20 Ocak İzmir

İlk Üç Dizi

Umut geçen gün telefonda Battlestar Galactica hakkında "mutlaka izle, ilk üç dizi arasına girer" dedi.

Bugün bu aklıma geldi ve kendim için ilk üç dizi sıralaması yaptım. Battlestar'ı henüz izlemediğim için onun hakkında bir fikrim yok. İzlersem, aşağıda vereceğim listede problem çıkar kesin. Çünkü hem bu aşağıdaki üçünden herhangi birini hayatta silmem, hem de Umut'un zevkine güveniyorum. Her neyse, şimdi henüz oluşmayan sorunların çözümlerini düşünmeyelim.

Kişisel "ilk üç dizi" listem. Sıralama değil liste, çünkü bunlara 1-2-3 yapamadım. Buyrun, alfabetik sırayla:

Avatar - The Last Airbender
Band of Brothers
House M.D.

Artık dünya farklı bir yer.

Cheers.

15 Ocak İzmir

Kafam Karıştı Yine

Bir tane telefon olsun, bir tane bilgisayar, bir tane araba mesela. Apple'ın yaptığı gibi. Ama sırf Apple'la sınırlı değil, cihazların aparatların geneli böyle olsun. Seçmek zorunda kalmayalım, uyumluluk yaratmaya çalışmayalım. Gereksiz sorular sormayalım, saatlerce düşünüp taşınmayalım. "Telefon" diye birşey olsun. "iPhone" + "3G" + "S" ya da "Nokia" + "E71" + "i" ya da "Crea" + "NU4" + "27" gibi şeyler olmasın. "Telefon" olsun, "laptop" olsun.

Uğraşmayalım böyle şeylerle, işimize gücümüze bakalım.

Evet.

Cheers.

7 Ocak İzmir

Evde

Bu akşam evde oturdum.

Sudan çıkmış balığa döndüm. Yılbaşı tatilinde Ankara'daki ve dönüşte İzmir'deki çoşkulu kalabalıklardan, neşeli aile sofralarından sonra elimde sağlığın zirvesinden kopup gelmiş sandviçimle armut gibi kaldım. Phoebe'nin laf arasında söylediği bir söz vardı "I can hear the voices in my head again" diye. Biraz öyle oldu galiba. Bakındım, her şey yerli yerinde, sapasağlam.

Sprite manyağı oldum. Oral fixation oldu sanırım bu içecek bende. Belki de yazdan kalan, eve gelince rahatlatıcı bir şey içme alışkanlığıdır. Azaltmaya çalışıyorum.

Simülasyonun kendisi oldum. Harddiskimin bağlantı kablosunu okulda unutunca Merlin hayallerim suya düştü ve kendimi bir anda Matlab'ın gizemli dünyasında buldum. Adının açıklanmasını istemeyen bir akademisyenle iki gündür sürekli server'a bağlıyız, sisteme abandığı anları anlayabiliyorum artık, sanırım o da benimkileri farkediyordur. Ortak internete abanan arsız komşu psikolojisinden kurtulamadım.

Önce üşüdüm, sonra ısındım. Ev mis gibi ama hava 15 derecenin altına inince donanza durumları olabiliyor. İzmir sıcak memleket olduğu için çoğu evde merkezî ısıtma olmamasından mütevellit tamamı sıcak olan bir ev çok rastlanan bir şey değil. Az daha sabredersek olacak. Ufo denen hayvansı ısıtıcı ya da benim "üflengeç" demeyi tercih ettiğim daha insanî olan ısıtıcı durumu kurtarıyor. Hem n'olacak, onlar da olmazsa shmuggle icad oldu efendiler!

Nostaljik aşklara yelken açtım. "Arkadaşımla" ev telefonundan konuşmanın tadını yeniden yakaladım. Akustik özlemler yaşadım. Cep telefonu operatörlerinin oyuncağı olmuşuz resmen. Ev telefonu ne kadar net ses ileten bir cihazmış, o ne basit ve ne muhteşem bir teknolojiymiş. Graham Bell'i yaratan yüce rabbim.

Playstation'ıma uzaktan baktım. Yok ki bir Umut, bir Serkan, turnuva yapılsın, ellere verilsin, tartışma büyüsün, kavga çıksın, Serkan dövülsün falan. Özledim lan. Dur ama Guitar Hero Metallica var ayıptır söylemesi. Zahirî şöhret aç kollarını!

Kuzenimi özledim. En son ne zaman, nerede gördüğümü hatırlayamadığım kuzenimin dünyanın diğer tarafından gönderdiği maili okudum. Ne kadar özlediğimi farkettim. Hemen ardından da Işıl'ın maile yazdığı cevapla kahkahalara boğuldum. Ailemi ve aile duygusunu ne kadar sevdiğimi farkettim.

Tek bir gecede Pazar günü hissiyatına yakın bir duyguya geçtim sanırım. Güzel. Gerçi tam olarak Pazar değil. Ama zaten adı da Pazar değil, Pazartesi. Soğuk espri.

Günün sonunda yatıp gözlerini kapatırken ne kadar da gerçekçi bir dünya hissi. Yatağın içi yavaşça ısınırken uyuşan ve usul usul kaybolan zihin. Rüyaya dalış, Avatar State'e geçiş.


Cheers.

3 Ocak İzmir